14 Haziran 2013 Cuma

Bir Küçük Defne Yaprağı*

Geçen sene bugün, tam da bu saatlerde bambaşka bir sayfa açıldı hayatımda.
Geçen sene bugün sabah 7.30 da hastanedeydim, 9.00 da ameliyata alındım ve 10.30 da acı içinde uyandığımda kucağıma gözleri kapalı, elleri yumuk yumuk, küçücük ve ürkek bir şey koydular kucağıma. İnsan dokunmaya korkuyordu. Sanki dokununca zarar gelecekmiş gibi bir his oluyor insanda..
Uyanınca ilk aklıma gelen ve kurduğum ilk cümle "Sağlıklı mı kızım anne" oldu. Artık senden, sevdiğinden, ailenden, yani her şeyden önce o geliyor, çocuğun her şeyin önüne geçiyor o noktadan sonra. İşin ilginç tarafı, bunu o an farkında olmadan kabulleniyorsun ve bir ömür onu ilk sıraya koyuyorsun, hem de hiç zorlanmadan..
Defne'yi kucağıma aldığımda kuş kadar hafifti. Küçücüktü. "Ne yapacağım ben bununla?" dedim. Yani ilk anda ürktüm. Elinde yoğurabileceğin bir hamur var, istediğin şekli verebileceğin..Ama doğrusunu yapabilecek misin, bu kaygıları yaşıyor insan ister istemez...
O koku..Ne kokusudur ki o, içine çek çek bitmez. Hiç bir parfümün yerini tutamayacak bir koku. Masumiyetin kokusu mu acaba, anlamıyor insan. Doyamıyorsun koklamaya. Senden bir parça mı, ondan mı güzel geliyor diye düşünüyorsun ama nereye gitse koku gittiği yeri kaplıyor. Bir o kadar da kalıcı. Günlerdir geçmiyor koku, aynı tazelikte odayı kaplıyor..
Uzun uzun seyrediyorsun sonra..Bak bak, tuhaf oluyorsun. Anlam veremiyorsun. Etkileniyorsun, mucize sonuçta. Senin mucizen. Seyrediyorsun hayranlıkla işte..
Sonra çaresizliğini görüyorsun. Sana muhtaç olduğunu anlıyorsun. Korktuğunu anlıyorsun. Bu sefer hüzün kaplıyor içini. Her şeyiyle sana muhtaç küçücük bir varlık olduğunu düşünüyorsun ve nedendir bilinmez üzülüyor yer yer bunları düşünüp ağlıyorsun. Ağladığını gören doğum yaptığın için, psikolojin değiştiği için nedensiz ağladığını zannediyor.
Halbuki bunlarla alakası olmayan bir şey yüzünden hüzünlenip ağlıyorsun..Ne kadar iyi bir insan olursan ol. Kalbine hiç hissetmediğin, o ana kadar yaşamadığın bir merhamet duygusu yerleşiyor ve yük oluyor. Merhamet ediyorsun..
Senden ve sevdiğinden bir parça büyüyor gözünün önünde. Bazen kendinden bir gülüş yakalıyorsun. Bazen de sevdiğin adama ait bir bakış yakalıyorsun onda. Bunu yaşamak o kadar güzel ve tuhaf bir his ki.
Artık her gün bir mucizeye tanık olduğun bambaşka yaşama adım atıyorsun. O tarihten itibaren ne sen ne de eşin eski "sen" ve eski "siz" oluyorsunuz. Hayatınıza katılan yeni bir yaşam ile birlikte beraber değişiyorsunuz.. Daha iyi bir insan oluyorsunuz, daha bilgili, daha duyarlı ve hoşgörülü, daha inançlı ve tabiki daha aşık ve de mutlu..Tamamlanmış oluyorsunuz. Aile oluyorsunuz. Sıcacık bir aile..
Herkesin bu mucizeyi yaşaması temennisi ile...

Yazan: Fatma H. Un
* Sevgili Defne, bugün tam 1 yaşında. O artık kocaman bir kız. Sevgili Fatma, minik kızı için duygularını bizimle paylaşarak ona ölümsüz bir hediye vermek istemiş... Çok teşekkürler bu anlamlı ve güzel yazı için...