O gün tesadüfen Şule Hanım’ı aramıştım. Hamileliğinin son
günlerindeydi, durumunun nasıl olduğunu sormak ve moral vermek için aramıştım.
Ancak telefonunu açmamıştı. Eşi Alperen Bey’in telefonunu gördüğümde aklıma
hiçbir şey gelmemişti. Aramama birlikte dönüyorlar diye düşünmüştüm. Ancak
yanılmıştım, Şule Hanım doğum sürecine girmişti. Normal doğum olacaktı,
bekliyorduk zaten.
Alperen Bey, henüz sancıların yeni başladığını söyledi.
Takriben bebeğin geleceği saati söyledi. Benim için de endişeli bekleme
saatleri başlamış oldu. Gözüm kulağım telefondaydı, bir taraftan da Şule Hanım’ın
nasıl acı çektiğine dair empati kuruyor, acısını içimde hissediyordum. Sonunda telefonum son kez çaldığında, artık dayanamayıp hastaneye gitmek için yola koyulmuştum bile. Evet, doğum çok yaklaşmıştı.
Hastaneye ulaştığımda Alperen Bey’i kapının önünde tedirgin
şekilde beklerken buldum. Nasıl tedirgin
olmasın ki? Hem eşi için endişeleniyor hem de az sonra minik kelebeği ile tanışmanın
heyecanını yaşıyordu.
Birlikte doğum odasına girdiğimizde Şule Hanım, ara ara
gelen sancılarla sarsılıyor, nefes egzersizleri yapıyordu. Yüzünde huzurlu bir
gülümseme vardı. Alperen Bey, hemen eşinin baş ucuna giderek ellerini kavradı.
Öylesine güzel destek veriyordu ki eşine; canı onunla birlikte yanıyor, onunla
birlikte kasılıyor, onunla birlikte nefes alıp veriyordu. O anda birbirini
seven iki insanın, tek bir yürek olup nasıl birlikte hayata meydan okuduğuna
şahit oldum. Ve sevginin, gücünü gördüm.
Bir, iki, üç zorlu ıkınmadan sonra nihayet İpek Bebek’in
ağlaması duyuldu. Hepimiz derin bir nefes aldık. Artık odada bir mucize vardı,
aramıza katılmıştı. O kadar güzel ve o kadar özeldi ki… Yaşanan herşey,
kızlarına olan bütün sevgileri hem Alperen Bey’in, hem Şule Hanım’ın gözlerinden
iki damla yaş olarak süzülüyordu şimdi.
Şule Hanım, bütün acılarını unutmuş kızını görebilmek için uğraşıyordu. Annelik
nasıl da yüce bir duyguydu böyle?
Ertesi gün yanlarına gittiğimde artık birbirlerine
alışmışlardı. Üçü birlikte sıcacık bir
sevgi yumağı oluşturmuşlar, huzurun o
muhteşem rahatlığında yüzüyorlardı.
Doğumdan sonraki ilk gün çekimini yapıp yanlarından ayrılırken minik
kızlarıyla sevgi dolu kozalarında sonsuza kadar mutlu yaşayacaklarından
öylesine emindim ki…