Zeyneb Hanım’la doğumundan yaklaşık bir hafta önce, her
zamanki gibi, telefonda tanıştık. Sesi cıvıl cıvıldı, doğuma çok az kalmasına
rağmen neşesi yerindeydi, enerjisi telefondan bana kadar geliyordu. Ne yalan söyleyeyim;
böyle annelerle çalışmaya bayılıyorum :)
Doğumu sezaryen olacaktı. O yüzden ertesi hafta
randevulaştığımız saatte buluştuk. Gözlerime inanamadım çünkü Zeyneb Hanım, hiç
de hamile gibi görünmüyordu. O kadar güzel ve zarifti ki… Karnı da hiç
şişmemişti… Eşi Cihan Bey, daha doğrusu bütün aile çok neşeli ve sıcak
insanlardı. Odalarına yerleştikten sonra Zeyneb Hanım’a serum bağlandı, ameliyat kıyafetleri giydirildi ve epidural için birlikte ameliyathaneye indik. Cihan Bey de bizimle birlikte doğumda olacaktı. Bir süre bekledikten sonra doğum başladı. Ancak bu bekleme sırasında da anne ve baba şakalaşıyor, kıkır kıkır gülüşüyorlardı. Sanırım ben onlardan daha stresli ve gergindim J
Sorunsuz ve kolay bir doğum oldu. Dakikalar sonra Ayza Bebek
anne ve babasının kollarındaydı. İlk bebekti. Anne ve babayla ilk tanışma anı,
dünyanın belki de en özel anıydı. Defalarca bu anlara tanıklık etmiş olmama
rağmen her defasında aynı hisleri yaşıyordum ben de… 9 aydır hasretle
bekledikleri minik kızları artık kollarındaydı. Anne de, baba da gözyaşlarını
tutamıyordu.
Zeyneb Hanım, ameliyathanede bir süre daha kaldı, biz de
Ayza bebekle odaya doğru yol aldık. Cihan Bey’in artık minik kızı vardı, gözü
başka hiç birşey görmüyordu J
Anneanne ve babaanne de merakla minik torunlarını bekliyordu. Bir süre sonra
Zeyneb Hanım da katıldı bu mutlu tabloya. Gülmek, bu aileye de çok yakışıyordu...
Ayza’nın ve güzel annesinin, yüzünden gülücüklerin eksik
olmaması dileğiyle…