5 yaşımızdan beri birlikteydik… Yıllar yılları kovalamış,
hayat bizi başka başka şehirlere savurmuştu ama hiç kopmamıştık. Aylarca
görüşmesek, konuşmasak bile biraraya
geldiğimizde yine anaokulu sıralarına döner, bir hayatı yaşamaya yeni
baştan başlardık.
O anda çocukluğumuz,
gençliğimiz hızla geçti gözümün önünden. Duygularım karmakarışıktı. O ise
kocaman karnıyla karşımda duruyor, bana yine gülümsüyordu. Bazen ne söyleyeceğinizi
bilemezsiniz ya, bilemedim ben de.
Sadece karnına dokundum; sarılamazdım ki, aramıza bir şey girerdi
sarıldığımızda, ilk defa… Korktum dokunurken, incitir miyim, acıtır mıyım diye?
Dokunur dokunmaz tekmeyi yedim: işte canımın canından aldığım ilk merhaba buydu
J
Doğumunda yanında olmayı çok istedim, herşeyden çok istedim
ama işte… Boğazıma düğümlenen bir “ama işte” daha… İstanbul’daydı, Ankara’daydım…
Çok isyan vardı iki şehrin arasına sığan ama sessiz kaldım.
Ve hâlâ göremedim canımın canım oğlunu… Zamanın bu kadar
çabuk geçmesi ürkütüyor bazen. Belki de kaçıyorum aslında, onu kucağında bir
bebekle görmekten. Korkuyorum belki de, bir daha hiç o anaokulu sıralarına
dönemeyiz, hayata yeniden yeniden
başlayamayız diye… İyi ki varsın Nilay... Sevgimle kal...
**
Fotoğrafların telif hakkı saklıdır: ©OzlemDag
Telif Hakları Yasası’na göre izinsiz kullanımı suçtur.