1 Kasım 2013 Cuma

Yürekli Annesinin Kollarında Erk Bera

Bengi Hanım, çok güzel bir hamilelik geçiriyordu. Onu ilk gördüğümde karnı burnundaydı ama yüzündeki gülümsemesi hâlâ insanın içini ısıtıyordu. Birkaç hafta sonra oğlunu kucağına alacak olmanın heyecanı ile sabırla bekliyordu o büyük günü. Normal doğum yapmak istiyordu...






Nihayet beklenen gün gelmiş, sabırsız bekleyiş bitmişti. Bir sabah kardeşi Selin Hanım, beni arayarak doğum sancılarının geldiğini ve hastaneye gittiklerini söylediğinde, "Evet, nihayet bugün yakışıklı delikanlı ile tanışacağız," deyip yerimden fırladım.
Hastane işlemleri bitip odaya yerleşildiğinde benim için bildik bir süreç başlamıştı. Artık delikanlının keyfini bekleyecektik, o ne zaman geliyorum derse ona göre hareket edecektik, artık patron o olmuştu :) Bu sırada Bengi Hanım inanılmaz bir sancı çekiyordu ama sesini bile çıkarmıyordu. Bu sancıya nasıl dayandığını anlamıyor, evladı için her şeye göğüs geren bu kadına büyük bir gurur ve takdirle bakıyordum.
Ve tam 6 saat boyunca Bengi Hanım büyük bir cesaretle, büyük bir azimle ve insan üstü bir gayretle bu sancılara katlandı. Ancak annesi, hamileliğinde bebeğine o kadar güzel bakmıştı, onu o kadar güzel beslemişti ki biraz iriydi bebeğimiz. Bir türlü de annesinden ayrılmak istemiyordu.
6 saatlik sancıdan sonra sezaryene aldılar Bengi Hanım'ı. Artık kavuşma vaktiydi ve her kavuşma gibi içinde mutluluk, özlem, sevgi
ve şefkat barındırıyordu. Erk Bera, uzun bir yoldan gelmiş, anne ve babasının kollarına sığınmıştı. Bana da sadece o anı fotoğraflamak kalmıştı.
Bengi Hanım ise artık benim için sadece sımsıcak yüreği olan bir kadın değil; o artık çok yürekli ve cesur bir anne. Mutlulukları daim olsun....