15 Ekim 2012 Pazartesi

Çocukluğumun Çocuğu

Zordu. Garipti. Özeldi. Güzeldi. Sayabileceğim ne kadar duygu ve düşünce varsa hepsi birbirine karışmıştı onu o hâlde ilk gördüğümde.

5 yaşımızdan beri birlikteydik… Yıllar yılları kovalamış, hayat bizi başka başka şehirlere savurmuştu ama hiç kopmamıştık. Aylarca görüşmesek, konuşmasak bile biraraya  geldiğimizde yine anaokulu sıralarına döner, bir hayatı yaşamaya yeni baştan başlardık.
O anda çocukluğumuz, gençliğimiz hızla geçti gözümün önünden. Duygularım karmakarışıktı. O ise kocaman karnıyla karşımda duruyor, bana yine gülümsüyordu. Bazen ne söyleyeceğinizi bilemezsiniz ya,  bilemedim ben de. Sadece karnına dokundum; sarılamazdım ki, aramıza bir şey girerdi sarıldığımızda, ilk defa… Korktum dokunurken, incitir miyim, acıtır mıyım diye? Dokunur dokunmaz tekmeyi yedim: işte canımın canından aldığım ilk merhaba buydu J

Doğumunda yanında olmayı çok istedim, herşeyden çok istedim ama işte… Boğazıma düğümlenen bir “ama işte” daha… İstanbul’daydı, Ankara’daydım… Çok isyan vardı iki şehrin arasına sığan ama sessiz kaldım.
Ve hâlâ göremedim canımın canım oğlunu… Zamanın bu kadar çabuk geçmesi ürkütüyor bazen. Belki de kaçıyorum aslında, onu kucağında bir bebekle görmekten. Korkuyorum belki de, bir daha hiç o anaokulu sıralarına dönemeyiz,  hayata yeniden yeniden başlayamayız diye…
 İyi ki varsın Nilay... Sevgimle kal...

 
 
 
 
 
** Fotoğrafların telif hakkı saklıdır: ©OzlemDag
Telif Hakları Yasası’na göre izinsiz kullanımı suçtur.

2 yorum: