26 Haziran 2014 Perşembe

Dedeler Günü

Benim hiç dedem olmadı. (Bir yazıya başlamak için ne kadar doğru bir cümle!)  Yani aslında, dede diyebileceğim kimsem olmadı. Annem ve babamın babaları, ben daha doğmadan göçüp gitmişler... Bu yüzden "dede" kelimesinin o büyülü sıcağını hiç hissetmedim dudaklarımda... Ne bayramlarda elini öpüp harçlık aldığım, ne sırtına binip gezdiğim, ne de gölgesine saklandığım bir dedem olmadı hiç...

Bugüne kadar bu günlükte, hep yeni doğan mucizelerin anne-babalarından bahsettim. Oysa bir de dedeleri ve nineleri vardı onları heyecanla bekleyen... O minik mucizelerin bir gülücüğü için dünyayı yakmaya hazır, çocuğunun çocuğunu görme şansına erişmiş dede ve nineler... Gıptayla izledim onları çoğu zaman...

Şimdi ise "efsane" bir dededen bahsetmek istiyorum... Ben tanıma şerefine erişemedim ama çok sevdiğim birinden dinledim onun hikayelerini; Ali Rıza Dede... Efsane diyorum çünkü eski insanların gerçekten bitmez tükenmez bir güçlerinin olduğuna, hepsinin birer kahraman olduğuna inanıyorum. Anlatılanlar da beni doğruluyor sanki... Öyle biriymiş işte Ali Rıza Dede de... Omzunda iki koca kütüğü dağdan getirir de bana mısın demezmiş... Kim darda olsa, kimin başı sıkışsa ona koşarmış. Bu kahraman adamın yüreği de o kadar sıcakmış ki hediyesiz gelmezmiş torunlarının yanına... Gözlerinin içine bakarmış onları severken... Ama yüreği, bir süre sonra taşıyamaz olmuş dünyadaki kötülükleri... Her iyi gibi erkenden yola koyulmuş o da...

Ara sıra bakıyorum onun fotoğrafına... Her baktığımda biraz daha kaynaşıyoruz birbirimizle, biraz daha torunu oluyorum onun, biraz daha seviyoruz birbirimizi... Şimdi artık tanıyamadığım bir dedem daha oldu... Tanıyamadığım ama içimde taşıdığım... Çok sevdiğim birinde görüyorum onu çoğu zaman, torununda... Ali Rıza Dede'nin asil duruşu, iyilik dolu yüreği, hani belki biraz inatçılığı, yardımseverliği torununa da bulaşmış... Ve gözleri... Gözlerini vermiş torununa... Dünyaya iyilikle, doğrulukla, dürüstlükle baksın diye... Anlayacağınız, en güzel mirası bırakmış aslında... Ve de bir dolu da anı kalmış... Bugünlerini görseydi eğer torununun, eminim onunla gurur duyardı... ki bir şekilde gördüğüne ve gurur duyduğuna da inanıyorum aslında...

Şimdi affına sığınarak Ali Rıza Dede'yi sizinle de tanıştırmak istiyorum... Belki, benim gibi dedesi olmayan başkalarının da dedesi olur diye... Ve bugünü "Dedeler Günü" ilan ediyorum...

Öyle ya mucizeler, her zaman bu dünyadan olmak zorunda değil ki!


   

1 yorum:

  1. Dedelerimi anımsattın bana Özlemim. Duygulandım yazınla. Haklısın, güzel bir limandır dede kucağı. Bazen annenden babandan bile korur seni. İlginç şeyler öğretir, kavak kabuğundan düdük yapmak gibi. Ruhları şad olsun adres değiştiren tüm sevgili dedelerin. Ve sağlıklı ömürleri olsun hâlâ bizimle aynı adreste yaşayanların.

    YanıtlaSil